21 Ağustos hakkındaki en son yazısında Seymour Hersh Türk istihbarat servisinin 21 Ağustos’ta bir “false flag” –sahte bayrak saldırısını gerçekleştirme konusunda Suriyeli muhaliflere yardım ettiği dilini kullanıyor. Bunu özellikle bir “eski istihbaratçı” kaynağını kullanarak yapıyor. EA Worldview zaten Hersh’ün yazısındaki büyük kusurlara -özellikle ithamlarının çoğu için tek kaynak kullanması gibi-dikkat çeken harika bir cevap yazdı. Ben ise bu saldırıların belli ki Hersh’ün bilmediği veya görmezden gelmeyi seçtiği bir yönüne odaklanmak istiyorum.
Doğu Guta’da 21 Ağustos’taki saldırının ardından pratikte bilinmeyen silahların kalıntıları saldırının etkilediği birçok yerde kayda alındı.
Aylar süren araştırmalardan sonra bu füzeler
hakkında önemli miktarda bilgi toplama imkânı oldu. 21 Ağustos, “Volkan” olarak
bilinen bu füzelerin bir çatışmada ilk kez kullanıldığı tarih değildi. 5
Ağustos 2013’te aynı çeşit füzenin üç örneği Şam, Adra’da –iddiaya göre-
gerçekleştirilen kimyasal saldırıda kaydedilmişti.
“Kimyasal füze” olarak tarif edilen bir başka
örneği Haziran 2013’te Şam-Adra’da kaydedildi. Ayrıca aynı füzenin başka bir
çeşidi Ocak 2013’te Şam, Daraya’da, bu kez “kimyasal füze” şeklinde tarif
edilmeksizin kaydedildi.
Bütün bu olaylarda füzeler küçük somununa ve
cıvatasına varıncaya kadar tam olarak aynı dizayna sahipti ve dört olayın
üçünde kimyasal silah olarak tarif edilmişlerdi.
Volkan füzelerinin birden fazla çeşidinin
olduğunu ve en geç 2012 sonlarından beri yaygın bir şekilde kullanılan
patlayıcı çeşitlerinin de olduğunu saptamak da mümkün oldu. Hepsi aynı temel ilkeye
dayalıydı; savaş başlığının çıkarılıp yerine daha büyük bir savaş başlığının
takıldığı, böylelikle çok daha az menzile sahip ama tahrip gücü çok daha yüksek
konvansiyonel füze.
Rejim yanlısı Youtube kanallarına ve Facebook
sayfalarına, özellikle de Suriye Milli Savunma Kuvvetleri’nin resmi sayfalarına
yüklenen videolar Volkan füzelerinin kullanılma anlarını gösteriyor ve rejim
güçlerinin bunları bir yılı aşkın süredir kullandığını doğruluyor. Aşağıda üç
temel tip patlayıcı Volkan füzeleri gösteriliyor.
Özellikle dikkati çeken ve yukarıdaki resimde
gösterilen, iki namlulu fırlatıcıdan atılan 122 mm motor gövdeli Volkan. Güneybatı
Şam’da rejim kontrolündeki Mezze askeri hava üssünde çekilen birden fazla video
bu fırlatıcıların 2012 sonlarında kullanıldığını, sonraki fotoğraf ve
videolarsa aynı tip Volkan füzelerinin ve bunların fırlatıcılarının rejim
güçleri tarafından kullanıldığını gösteriyor. Suriye devletinin bu tip Volkan füzelerini
bir yılı aşkın bir süredir kullanmakta olduğu inkâr edilemez görünüyor ve Volkan
füzesinin bu çeşidini muhaliflerin ele geçirdiğine veya kullandığına dair
hiçbir kanıt yok.
122 mm Volkan füzelerinin patlamamış
kalıntıları da ortaya çıktı. Bu videoları kimyasal tipteki 122 mm Volkan füzesiyle
karşılaştırmak mümkün. Patlayıcı ve kimyasal 122 mm Volkan füzeleri, füze
kısımları üzerindeki yazılar dışında –kimyasal çeşidinde kırmızı rakamlar,
patlayıcı çeşidinde siyah rakamlar var- görünen o ki birbirinin aynısı. Bu tip
rakamlandırma farklı tarihlerdeki kimyasal ve patlayıcı füze çeşitlerinin üzerinde
görülebiliyor ve kuvvetli bir şekilde rakamların renginin silahın işlevini –
kimyasal veya patlayıcı- belirttiği intibasını uyandırıyor.
Savaş başlıklarıysa benzer boyutlara sahip ama
farklılık gösteren yüklerinden dolayı açıkça farklı dizaynlara sahipler. Örneğin her iki çeşit füzenin savaş başlığının
tabanında delik var ama kimyasal çeşittekinin silahı doldurmak için kullanılan
ayrı bir deliği daha var. (Alttaki resmin solunda)
Peki bunun Seymour Hersh’ün yazısıyla ne
alakası var? Öyle görünüyor ki Hersh [Volkan füzelerinin kendi iddiasına önem
teşkil ettiğini] düşünmüyor, yazılarının hiçbirinde bunların varlığından dahi
söz etmiyor. Daha önce belirttiğim gibi, Suriye ordusu tarafından bunların
kullanılması, Hersh’ün önceki yazısında bunların şekillerinin, Suriyeli
muhalifler tarafından yapılmış, uyduruk silah oldukları intibasını uyandırdığı
argümanını tamamen çürütüyor. Eğer Türk hükümeti Hersh’ün yazısında belirttiği
üzere bir “sahte bayrak” saldırısına yardım ettiyse, o zaman bu silahların
tamamen Suriye devletinin envanterine özgü olduğu gerçeği iki şeyi akla
getirir:
- Suriyeli muhalifler Sarin’siz bazı kimyasal Volkan füzelerini ele geçirmişlerdir, ve Sarin daha sonra muhaliflere Türkiye tarafından temin edilmiştir, veya,
- Kimyasal Volkan füzelerinin kusursuz kopyaları Suriyeli muhaliflerce veya Türk hükümetince üretilmiştir.
Birinci seçeneğe bakacak olursak, OPCW
(Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) tarafından açıklamaları istendiğinde
bile Suriye devleti kimyasal silahlarının herhangi birinin Suriyeli
muhaliflerce ele geçirildiğini iddia etmedi. Hersh (veya kaynağının) bu
silahlara hiç değinmemesi nedeniyle, bu silahların Hersh ve kaynağının
anlattığı Türk “sahte bayrak” saldırısı iddiasının neresinde kendine yer
bulduğunu bilmek zor.
Ayrıca unutulmamalı ki OPCW/BM timi bu füzelerden
binary Sarin çeşidinin kullanıldığına işaret eden örnekler topladı. Yani Sarin
savaş başlığına doldurulmadan önce karıştırılmış olmalıydı. Bu küvette
yapabileceğiniz bir işlem değildir. İki prekursörün birleşimi sadece Sarin
değil, güçlü bir asit de olmak üzere tehlikeli yan ürünler üretirdi, bu yüzden
özel ekipmana ve güvenlik prosedürlerine ihtiyaç duyulurdu (daha fazla detay için).
Ayrıca miktar meselesi de var; şimdiye kadar 21 Ağustos’ta kullanılmış 8 Volkan
füzesinin fotoğraflarının topladım ve 12’nin üzerinde Volkan füzesinin
kullanıldığına dair haberler var. Savaş başlıklarının 50-60 litre civarında
kapasiteye sahip olacağı hesaplandı, bu da en az 400 ile 720 litre arasında bir
Sarin karışımı demek.
Seymour Hersh 8 ile 12 adet arasında 2 metre
uzunluğunda Volkan füzelerinin kusursuz kopyalarının, yüzlerce litrelik Sarin prekursörlerinin ve bunların
karıştırılması ve savaş başlıklarına dökülmesi için gerekli ekipmanların nasıl üretilip
Türkiye’den Şam’a götürüldüğünü açıklayamıyor. Türk hükümetini Suriye’nin işgaline
mazeret olsun diye yapılan korkunç bir kimyasal saldırının ortaklarından biri
olmakla itham ederken, bu gibi detaylar bazı yorumcuların yapmaya yeltendiği
gibi “Aman canım, uğraşırlarsa her şeyi yaparlar” denilerek geçiştirilecek
şeyler değil. 21 Ağustos’ta kullanılan Volkan füzeleri özellikle Seymour
Hersh’ün son ithamları bakımından kilit önemdeki delillerdir. Bu yüzden de
bunların varlığına dahi değinmeyen Hersh, görünen o ki, ya inşa etmeye
çalıştığı haber için son derece önemli olan bu kilit bilgilerden habersiz, ya
da bunları göz ardı etmeyi seçiyor.
Türk hükümetine karşı yaptığı suçlamaların
ciddiyetini göz önünde bulundurursak, böylesine bir özensizlik Hersh’ün
itibarına sahip bir gazeteci için hayli sorumsuzca duruyor.
No comments:
Post a Comment