Monday 7 April 2014

Hersh’ün Volkan Problemi

London Review of Books dün Seymour Hersh’ün 21 Ağustos’taki Sarin gazı saldırısıyla ilgili ikinci yazısını yayımladı. Aralık 2013’teki yazısında Hersh saldırılara iki açıdan bakmıştı: Beyaz Saray’ın Suriye’deki müdahaleye zemin hazırlamak için seçme istihbarat kullandığı ve delillerin saldırıda kullanılan silahların uyduruktan/doğaçlama olduğunu gösterdiğini ve bu yüzden saldırıdan muhtemelen muhaliflerin sorumlu olduğu. Bahsi geçen ilk iddia özellikle 21 Ağustos’tan beri elde edilen bilgiler ışığında araştırmaya değer olmakla beraber, ikinci iddia ise Suriye devletinin bu saldırıda kullanılan silahları 2012’nin sonlarından beri kullandığı yönündeki açık deliller sebebiyle son derece sıkıntılı. Bu konuyu “Sy Hersh’s Chemical Misfire” adlı yazımda detaylandırmıştım.

21 Ağustos hakkındaki en son yazısında Seymour Hersh Türk istihbarat servisinin 21 Ağustos’ta bir “false flag” –sahte bayrak saldırısını gerçekleştirme konusunda Suriyeli muhaliflere yardım ettiği dilini kullanıyor. Bunu özellikle bir “eski istihbaratçı” kaynağını kullanarak yapıyor. EA Worldview zaten Hersh’ün yazısındaki büyük kusurlara -özellikle ithamlarının çoğu için tek kaynak kullanması gibi-dikkat çeken harika bir cevap yazdı. Ben ise bu saldırıların belli ki Hersh’ün bilmediği veya görmezden gelmeyi seçtiği bir yönüne odaklanmak istiyorum.

Doğu Guta’da 21 Ağustos’taki saldırının ardından pratikte bilinmeyen silahların kalıntıları saldırının etkilediği birçok yerde kayda alındı.



Aylar süren araştırmalardan sonra bu füzeler hakkında önemli miktarda bilgi toplama imkânı oldu. 21 Ağustos, “Volkan” olarak bilinen bu füzelerin bir çatışmada ilk kez kullanıldığı tarih değildi. 5 Ağustos 2013’te aynı çeşit füzenin üç örneği Şam, Adra’da –iddiaya göre- gerçekleştirilen kimyasal saldırıda kaydedilmişti.

“Kimyasal füze” olarak tarif edilen bir başka örneği Haziran 2013’te Şam-Adra’da kaydedildi. Ayrıca aynı füzenin başka bir çeşidi Ocak 2013’te Şam, Daraya’da, bu kez “kimyasal füze” şeklinde tarif edilmeksizin kaydedildi.



Bütün bu olaylarda füzeler küçük somununa ve cıvatasına varıncaya kadar tam olarak aynı dizayna sahipti ve dört olayın üçünde kimyasal silah olarak tarif edilmişlerdi.

Volkan füzelerinin birden fazla çeşidinin olduğunu ve en geç 2012 sonlarından beri yaygın bir şekilde kullanılan patlayıcı çeşitlerinin de olduğunu saptamak da mümkün oldu. Hepsi aynı temel ilkeye dayalıydı; savaş başlığının çıkarılıp yerine daha büyük bir savaş başlığının takıldığı, böylelikle çok daha az menzile sahip ama tahrip gücü çok daha yüksek konvansiyonel füze.


Rejim yanlısı Youtube kanallarına ve Facebook sayfalarına, özellikle de Suriye Milli Savunma Kuvvetleri’nin resmi sayfalarına yüklenen videolar Volkan füzelerinin kullanılma anlarını gösteriyor ve rejim güçlerinin bunları bir yılı aşkın süredir kullandığını doğruluyor. Aşağıda üç temel tip patlayıcı Volkan füzeleri gösteriliyor.


Özellikle dikkati çeken ve yukarıdaki resimde gösterilen, iki namlulu fırlatıcıdan atılan 122 mm motor gövdeli Volkan. Güneybatı Şam’da rejim kontrolündeki Mezze askeri hava üssünde çekilen birden fazla video bu fırlatıcıların 2012 sonlarında kullanıldığını, sonraki fotoğraf ve videolarsa aynı tip Volkan füzelerinin ve bunların fırlatıcılarının rejim güçleri tarafından kullanıldığını gösteriyor. Suriye devletinin bu tip Volkan füzelerini bir yılı aşkın bir süredir kullanmakta olduğu inkâr edilemez görünüyor ve Volkan füzesinin bu çeşidini muhaliflerin ele geçirdiğine veya kullandığına dair hiçbir kanıt yok.

122 mm Volkan füzelerinin patlamamış kalıntıları da ortaya çıktı. Bu videoları kimyasal tipteki 122 mm Volkan füzesiyle karşılaştırmak mümkün. Patlayıcı ve kimyasal 122 mm Volkan füzeleri, füze kısımları üzerindeki yazılar dışında –kimyasal çeşidinde kırmızı rakamlar, patlayıcı çeşidinde siyah rakamlar var- görünen o ki birbirinin aynısı. Bu tip rakamlandırma farklı tarihlerdeki kimyasal ve patlayıcı füze çeşitlerinin üzerinde görülebiliyor ve kuvvetli bir şekilde rakamların renginin silahın işlevini – kimyasal veya patlayıcı- belirttiği intibasını uyandırıyor.


Savaş başlıklarıysa benzer boyutlara sahip ama farklılık gösteren yüklerinden dolayı açıkça farklı dizaynlara sahipler.  Örneğin her iki çeşit füzenin savaş başlığının tabanında delik var ama kimyasal çeşittekinin silahı doldurmak için kullanılan ayrı bir deliği daha var. (Alttaki resmin solunda)


Peki bunun Seymour Hersh’ün yazısıyla ne alakası var? Öyle görünüyor ki Hersh [Volkan füzelerinin kendi iddiasına önem teşkil ettiğini] düşünmüyor, yazılarının hiçbirinde bunların varlığından dahi söz etmiyor. Daha önce belirttiğim gibi, Suriye ordusu tarafından bunların kullanılması, Hersh’ün önceki yazısında bunların şekillerinin, Suriyeli muhalifler tarafından yapılmış, uyduruk silah oldukları intibasını uyandırdığı argümanını tamamen çürütüyor. Eğer Türk hükümeti Hersh’ün yazısında belirttiği üzere bir “sahte bayrak” saldırısına yardım ettiyse, o zaman bu silahların tamamen Suriye devletinin envanterine özgü olduğu gerçeği iki şeyi akla getirir:
  1.  Suriyeli muhalifler Sarin’siz bazı kimyasal Volkan füzelerini ele geçirmişlerdir, ve Sarin daha sonra muhaliflere Türkiye tarafından temin edilmiştir, veya,
  2. Kimyasal Volkan füzelerinin kusursuz kopyaları Suriyeli muhaliflerce veya Türk hükümetince üretilmiştir.

Birinci seçeneğe bakacak olursak, OPCW (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) tarafından açıklamaları istendiğinde bile Suriye devleti kimyasal silahlarının herhangi birinin Suriyeli muhaliflerce ele geçirildiğini iddia etmedi. Hersh (veya kaynağının) bu silahlara hiç değinmemesi nedeniyle, bu silahların Hersh ve kaynağının anlattığı Türk “sahte bayrak” saldırısı iddiasının neresinde kendine yer bulduğunu bilmek zor.

Ayrıca unutulmamalı ki OPCW/BM timi bu füzelerden binary Sarin çeşidinin kullanıldığına işaret eden örnekler topladı. Yani Sarin savaş başlığına doldurulmadan önce karıştırılmış olmalıydı. Bu küvette yapabileceğiniz bir işlem değildir. İki prekursörün birleşimi sadece Sarin değil, güçlü bir asit de olmak üzere tehlikeli yan ürünler üretirdi, bu yüzden özel ekipmana ve güvenlik prosedürlerine ihtiyaç duyulurdu (daha fazla detay için). Ayrıca miktar meselesi de var; şimdiye kadar 21 Ağustos’ta kullanılmış 8 Volkan füzesinin fotoğraflarının topladım ve 12’nin üzerinde Volkan füzesinin kullanıldığına dair haberler var. Savaş başlıklarının 50-60 litre civarında kapasiteye sahip olacağı hesaplandı, bu da en az 400 ile 720 litre arasında bir Sarin karışımı demek.

Seymour Hersh 8 ile 12 adet arasında 2 metre uzunluğunda Volkan füzelerinin kusursuz kopyalarının,  yüzlerce litrelik Sarin prekursörlerinin ve bunların karıştırılması ve savaş başlıklarına dökülmesi için gerekli ekipmanların nasıl üretilip Türkiye’den Şam’a götürüldüğünü açıklayamıyor. Türk hükümetini Suriye’nin işgaline mazeret olsun diye yapılan korkunç bir kimyasal saldırının ortaklarından biri olmakla itham ederken, bu gibi detaylar bazı yorumcuların yapmaya yeltendiği gibi “Aman canım, uğraşırlarsa her şeyi yaparlar” denilerek geçiştirilecek şeyler değil. 21 Ağustos’ta kullanılan Volkan füzeleri özellikle Seymour Hersh’ün son ithamları bakımından kilit önemdeki delillerdir. Bu yüzden de bunların varlığına dahi değinmeyen Hersh, görünen o ki, ya inşa etmeye çalıştığı haber için son derece önemli olan bu kilit bilgilerden habersiz, ya da bunları göz ardı etmeyi seçiyor.


Türk hükümetine karşı yaptığı suçlamaların ciddiyetini göz önünde bulundurursak, böylesine bir özensizlik Hersh’ün itibarına sahip bir gazeteci için hayli sorumsuzca duruyor.

----

Ali Osman Aday'a teşekkürler.

No comments:

Post a Comment